X-FORM ART, Disiplinler Arası Sergi, Aslı Sinman Kutluay-Ahmet Güven

X-Form Art, Kısa Tarihçe

X Form Art Sergisi, 2015 yılında aramızdan ayrılan, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü hocalarından Prof. Dr. Sadrettin Sinman’ın deneysel füzyon laboratuvarına ait olan cihazlarla, kızı Aslı Sinman Kutluay’ın gerçekleştirdiği ‘Bir Bilim Adamının İzindeki Küçük Kız’ enstalasyonlarının bölüme armağan edilmesi fikri ile ortaya çıktı.
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tolga Çiloğlu, bu fikre ek olarak bölümde birikmiş ‘artık’ malzemelerle bölümün daha yaratıcı ve esinleyici bir mekana dönüştürülmesi konusunda bir ‘Sanatçı-Tasarımcı ve bir Sanatçı-Mühendis’ paslaşmasıyla oluşturulacak sergi fikrini önerdi.
Ve, X-Form Art Sergisi, Prof. Dr. Sadrettin Sinman anısına, kızı, ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü mezunu Aslı Sinman Kutluay ile ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu Ahmet Güven’in, Prof. Dr. Sinman’dan kalanlar ile bölümün bazı ‘eski’lerinden bölümde ürettikleri işlerden oluşan bir interdisipliner sergi olarak 16 Mayıs 2019 tarihinde açılarak, gerçekleştirildi.

Neden X-Form Art?

Sinüs dalgası mühendislik alanında büyülü bir anlama sahiptir. Fransız fizikçi ve matematikçi Joseph Fourier, periyodik bir fonksiyonu sonsuz sayıda sinüs ve kosinüslerden oluşan bir seri biçiminde ifade edebilmiştir. Yani tekil bir dalga, aslında içinde sonsuz sayıda sinüs dalgası barındırır. Bu analoji, serginin asıl temasını oluşturur. Sanatın bir dolu farklı disiplinin ve düşünme tarzının kesişimi (X) olduğunu... Bu sergide de benzer biçimde interdisipliner kesişimler, yani ‘sanat’ ve ‘mühendislik’, yeni formlar ve düşünme biçimleri üretir.
Sergi kurgusu ve dili Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nün mimari yapısına uygun olarak düzenlenmiştir. Bu yanıyla sergi, mekana özgü yerleştirme (‘site specific installation’) ya da mimariye özgü yerleştirme sergisi olarak ele alınabileceği gibi, diğer taraftan dünyada örnekleri görülen elektronik atıklarla sanat yapma (‘the repurposing of e-waste through art’) örneğidir aynı zamanda.

Sergideki İşler

Sergi, zemin kat, merdiven boşluğu, giriş ve iki ara kata belli bir kurgu çerçevesinde yayılmıştır. Zeminde bir sekizgenin merkezinde Yeni Heykel (New Colossus), tam karşısında İnsanlık 4.0 ve Dikitler (Stalagmites) bu kurgu çerçevesinde ilişkilendirilmiş.
‘New Colossus’ üçüncü endüstri devrine ait aletler ve cihazların; kusursuz, ancak başı olmayan Milo Venüs torsunu çevrelemesiyle oluşturulmuş bir iş. Bir yandan tepe-gözler Leonardo Da Vinci’nin Vitruvius Adamı’nı yansıtırken diğer yandan da bu çağın sonunda oyunlarla uyuşturulmaya başlanmış ev kullanıcısına hitap eden eski bilgisayar oyunları ekranda döner.
İşin tam karşısında insanlık ikileminin diğer kutbu olan savaş iklimi; ironik bir şekilde üzerinde Humanity 4.0 yazan bir roket şeklinde yerini alır.
İleri tasarım ürünü kızıl dikitler; geleceğin rengini, kötü gidişi haber verircesine mekâna boyarlar.
Humanity 4.0 roketinin tam menzilinde ‘duo-bike’ ütopyasının, bir üst katta sorunların çözümünde başvurmamız gereken motto-iş ‘Go-Basic’in ve örnek zihin ‘Tesla mind’ın; ara katlarda da kadim kültürlere post modern referanslar veren ‘electronics alphabeta’ ile ‘böcek duvarı’ olması tesadüf değildir.
Ve tabii ki en temelde yitirilmemesi gerekenin, çocuksu hayal gücü olduğu giriş kattaki ‘küçük kızın canavarları’ bölümüyle bize hatırlatılır.

 

Ahmet Güven - Aslı Sinman Kutluay